KIŞ AYETLERİ / Zehra Betül
bakışların bir kuş sapanı
iyice ger, sonra bırak lastiğini
yerlerinden fırlasın gözlerin
I.
gökkuşağından ispinozlar vuruyorum kayalıklarda
kocaman bir kar topu geliyor git gide büyüyerek üstüme
kim neyi üflüyor içinde, kim buduyor donmuş gülleri
saksılarda turuncu latin çiçekleri
mavi afrika zambakları,
yan yana koyuyorum yan yana gelmez notaları,
yarısı görünen bir adamın sırtıdır,
eşiktedir gözü: bulaşıyor narın rengi şekline
bir dudağı yerde oluyor bir dudağı gökte
sessizliğini harflere bulamış bir cin oluyor
hohladığında sözcüklerin buharıyla
sonsuz dışarı çıkmak oluyor lambadan,
bir uzun yola koyulmak oluyor
otobüsün camı buğulanmış
kavrulmuş yağmur ormanı,
kapatıyorum gözlerimi
kaçıyor tuttuğum bütün kuşlar
II.
kuşlar da gider, dönmezlerdi geriye
kışın ıssızlığında çoğalıyor yoklukları
önce çok acıyor, sonra hissizleşiyor
yere dökülüyor parmaklarım bir bir
dağılıyor kartopu, dört el çıkıyor altından
asılmış aklının dizginlerine
III.
sokak lambalarının altında küçük küçük
beyaz kanatlı atlar;
yokluğun sis bulutu içinden
çıkıp sürü sürü, yelelerinde karayeller
beyazları durmadan çoğalan hayatıma
tanrılardan artan boşluğu dolduruyor
IV.
tökezleyip içine düştüğüm:
zamanın damarlarından boşalmış soğuk kan gölü
belleğimin dehlizlerinden geçerek
dünü vurdum sanırken,
günkurusu hayaletler geliyor üstüme
düğüm düğüm olmuş eskiyle yeni
yere dökülüyor bildiğim dualar
hiç kimsenin kulağına üflenmiyor ismim
çürümüş meme uçlarıma birer kırmızı gül
ağzıma dikenli bir dil tıkıyorum
V.
çünkü o: avutmuyor beni
ademin tohumunu serpiyor
hayali cennetinin ıtırlı bahçesine