Kayıtlar

Mayıs, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Dada Yeni Yılı:Tristan Tzara'nın BUM BUM BUM’U/Andy Merrifield

Resim
Dünyamızın aklını kaçırdığını düşünen tek kişi olmadığımı biliyorum. Günümüzde kısmen aklı başında olmak kolay değildir. En iyi şartlarda çöken siyaset en kötü şartlarda ölümcüldür ve demagoglar, yalancılar ve hilekarlar tarafından ele geçirilmiştir. Bunların havada uçuşan toplu yalanları bir demagogun siyasi kariyerini bitirmek şöyle dursun, nadiren kitlelerin canını sıkmaktadır. Üstelik, görünüşe göre bu kariyeri güvence altına almakta, bir şekilde garantilemektedir çünkü şimdi bu yalanlara; bu her türlü gerçeklikten kopmuş yalanlara inanmaya yönelik “popüler” bir isteklilik vardır. İşte delilik de burada yatmaktadır.  Hayattaki altmışımcı yılıma girerken hayatın bu denli sefil ve çaresiz olduğunu hiç hatırlamıyorum.  Ancak kısa bir süre evvel, beni tuhaf bir şekilde neşelendiren, dünyamızın her daim sefil ve çaresiz olduğunu gösteren bir şey okudum. Dada akımının kurucularından Tristan Tzara’nın Temmuz 1922’de alışılmadık bir şekilde Vanity Fair’de yayınlanmış “Bazı Dadaizm Anıları”

CIA Dünyanın En İyi Yazarlarını Nasıl Kandırdı?/ Patrick Lawrence

Resim
 “Geçmiş, bir yabancı ülkedir.” diye yazmıştı L. P. Hartley, Arabulucu romanının başında. Hartley’nin de kastettiği gibi geçmiş üzüntü ve kedere konu olur, hele hele geçmişin neşesinden ve hatalarından, gidilmemiş yollardan bahsediyorsak. Oysa aynı düşüncenin kurumlarımıza, ideolojilere, politikalara uygulanabileceğini düşünecek olursanız ki sürekli bunu varsaymaya teşvik ediliyoruz, bir daha düşünmeniz gerekir. Siyasal bağlamda (Faulkner’a ait) başka bir özlü söze dönmeliyiz burada: Geçmiş geçmemiştir daha.  Söz konusu meseleyi, Joel Whitney’nin Muhbirler: CIA Dünyanın En İyi Yazarlarını Nasıl Kandırdı kitabında yaptığından daha açık bir şekilde ele almak zordur herhalde. Whitney’nin kitabında ele aldığı konu, uzun bir sohbetimizde kullandığı deyimle “yazının araçsallaştırılması”dır — başka bir zaman da “yayıncılığın silah hâline getirilmesi” demişti. Daha açık ve anlaşılır şekilde ifade etmek gerekirse Whitney, ideoloji adına Amerikan [çn. ABD kastediliyor] kültürünün, diskurunun, ka