21 Mart ve Biz

Barbarları Beklerken ilk yola çıktığında (21 Mart 2019) tekil bir projeydi sadece. Samandağ'da bir edebiyat etkinliği sonrası şiirin itaatsizliği şairin uzlaşmazlığı üzerine düşünürken bu projenin tekil bir enstrüman olarak kalmayacağını hissediyordum. Burada ben diyorsam bir başkasıdır. O başkası Türkiye'nin ve Kürdistan'ın farklı seslerinden doğan öfkedir. Öfke, başlı başına sanatın içine ve hayatın kilit noktalarına kattı bizi. Barbarları  Beklerken yola çıktığında aklında Kavafis vardı. Rimbaud yanında dolaşıyordu ve Turgut Uyar ondan hiç uzak değildi. Edebiyat kamusunun konformist aklına karşı kolektif avangard bir birliktelik... Başkasının derdine yoğunlaşan, başkasıyla öğrenen, eleştiren, eleştirilen, gerektiğinde saldırmaktan ve imha etmekten geri durmayan, apoletlerin mevzisine tamah etmeden kendi olanaklarıyla oluşturulan bir birliktelik... bugün bir birikim sağladığımızı, birlikte biriktiğimizi düşünüyoruz. Sanatın en başta sanatçıların despot ve egoist kürsülerinden kurtulduğu an'a yaklaşıyoruz. Son sayımızda "Sanat öldü! Yaşasın Sanat!" demiştik. Bu cüreti dostlarımızın sağladığı desteğe borçluyuz. Dostlarımız okurlarımızdır. 21 Mart bizim için doğuş anıdır ve bu anın güzelliği Newroz'la bir olmasıdır. Belki burada çok ses çıkardık ama o sesin hepimize ait olduğunu biliyoruz. O sesi güzelleştiren, büyüten Barbarları Beklerken okurlarına çok sevgiyle. 

Barbarları Beklerken Sanat Kolektifi

#barbarlarıbeklerkensanatkolektifi #sanat #edebiyat #şiir #barbarlarıbeklerken #newrozpirozbe

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Frantz Fanon ile Kalkınmayı Sömürgesizleştirmek (Benjamin Selwyn)

Çaresizce Susan'ı Aramak (Terry Castle)

Alexander Dugin'in Kozmik Savaşı (Matt Mcmanus)*