"Genç Şair" Fikri Yaşlıdır

Güya "usta" isimler, "genç" insanlara öğüt veriyor. "Genç şair  ve yazarlara..." şeklinde başlayan cümleler iktidar belirtisidir, iktidar talebidir. Şu kadar zamandır bu öğütlerin salya sümük aktarımları edebiyatın hiçbir türüne katkı sağlamadı. Yine Abdullah Harmancı adlı güya "usta bir yazar" genç yazarlara öğütler sıralamış. Kanonik dergilerden başka bir yerde yazmayın, çöp olursunuz demiş. Biz bunu biraz ayrıntılı açıklayalım. Kanon, kendi iktidarını oluşturmak için her türlü yola başvurur. Reklam, imaj, övgü, ödül, ısmarlama köşe yazıları, söyleşiler, yayınevi tekelleşmesi, sansür, isim, mevki, patron, pazar... bu halkanın içinde olmak kolaydır, bir o kadar da zordur. Size bedel ödetirler. Bu bedelin adı başkasının kabilesinde araç olmaktan öteye geçmez. Biat kültürü, kesinlikle siyasî bir olgudur. Kanonik edebiyat dergilerinin çoğu bu biat kültürüne tabîdir. Editör, derginin peygamberidir. Yazarları elçi olarak görür ve keyfi ne zaman isterse o vakit "kitap" iner. Kanon, yeniden hoşlanmaz. Radikal olan onu ve konforunu rahatsız eder. Alışkanlıklarından vazgeçmez. Bakın kanonik dergiler hep ne kadar köklü bir kuruluş olduklarından bahsederler. Kurumsallaşma onların profesyonel hezimetidir. Kavramlar orada koca bir boşluğu ifade eder aslında. Gelip geçicidir. İktidarla kapışmak asla istemezler. İlla ki orta bir yolu bulurlar. 


Şimdi bir de diğer kısma dokunalım. Genç arkadaşların öğüde ihtiyacı yok. Onlar varolma kaygısı güdüyorlar. Hata yaparak öğreniyorlar. Öğrenci değiller ki öğretmen istesinler. Paylaşmak, birlikte birikimleri büyütmek elbette önemlidir. Lakin insanlar emeği değil kibri görüyor. Kolektif çabayı değil başkalarının üzerinden oynanan reklam çalışmalarını görüyor. Öfke duymak, kanonu yarıp geçmek, tecrübe edinerek kendi yolunu bulmak en büyük deneyimdir. Biz buna hayat diyoruz. Arkadaşlar hayattan önde olduklarını zannediyor. Bu yanılgıyı bir de empoze ediyor, karşı çıkanları sistemden atmaya çalışıyorlar. 

Bir de asıl atlanmaması gereken bir nokta var ki Abdullah Harmancı'nın kendisini ve o çok anlam yüklediği edebiyat kamusunu ifşa ettiği nokta burasıdır. Ünlü olmak, herkes tarafından bilinmek, edebiyat kamusunun sizi övmesi, hakkınızda sayısız yazının çıkması, birileri sizi her yerde ansın diye yapılan pazarlıklar... Bunları yapmazsanız çöp olurmuşsunuz. 

Biz "suçumuz edebiyat" dedik ama bu 'suç'u işleyenleri de hiçbir zaman edebiyatçı olarak görmedik. 

Genç arkadaşların öfkesi diri olsun yeter. Yeni onları bulacaktır!



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Frantz Fanon ile Kalkınmayı Sömürgesizleştirmek (Benjamin Selwyn)

Çaresizce Susan'ı Aramak (Terry Castle)

Alexander Dugin'in Kozmik Savaşı (Matt Mcmanus)*