TÜRKİYE'DE FANZİN YAYINCILIĞI-SORUŞTURMA (DÜZENLEYEN: ALPER ÖZ)


Kötülüğün, sinsiliğin dönemini yaşıyoruz. Edebiyat bu kötülüğün panzehridir. Bir kurtarıcı, bir ilah asla değil belki çan sesi. Duymak ve duyumsatmak için. Duymamak, görmemek adına ellerinden geleni yapıyorlar. Sanki mutlu mesut bir hayatın içerisindeyiz, sanki her şey normal. Edebiyatı da bu yöne çekmeye çalışıyorlar fakat her dönemde bu bildik aklın dışına çıkanlar mevcuttur. Sunulan aklı yarıp geçenler dillerini hayatın kabiliyetinden esirgemezler. Barbarları Beklerken bu misyonla yola çıktı. Bu misyon fanzin kültüründe fazlasıyla var. Öncesi kuvvetli bir birikimle donanmış insanların yolunu taşıyor benliğinde ve bu benliğe inananlara seslenecek elinden geldiğince. Kıyasıya rekabetin olduğu bir ortamda taht oyunları oynamadan iyi metni önemsemek “yeni”den ziyade dürüst olmayı sağlar. Ötesi kendi varoluşuyla hemhal olur. Barbarları Beklerken ne zaman öleceğini biliyor. Bilmese yaşamamış sayılır. Şimdilik belirlediği nokta bu.


Barbarları Beklerken Edebiyat Fanzini



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Frantz Fanon ile Kalkınmayı Sömürgesizleştirmek (Benjamin Selwyn)

Çaresizce Susan'ı Aramak (Terry Castle)

Alexander Dugin'in Kozmik Savaşı (Matt Mcmanus)*